Dijital İK Konferansı, Çeşitliliği Yönetmek temasıyla 28 Kasım 2013 tarihinde Salt İstanbul’da gerçekleşti.
‘Çeşitliliği Yönetmek’ temasıyla gerçekleşen Dijital İK Konferansı, insan kaynakları sektörünün dijital çağa ayak uydurma sürecini mercek altına aldı. Dijitalleşen dünyanın en önemli aktörleri olan yeni kuşak söz konusu olduğunda, yeni iş yapış şekillerinin geliştiği ortaya çıkıyor.
Gelişmekte olan yeni disiplin ve bakış açılarına iş dünyasının nasıl uyum sağlayabileceği konusunda bakış açıları sunmak, yaşanan belirsizlik dolu ve karmaşık ortamı analiz etmeye yönelik fikirler ve nasıl aksiyon alınacağına dair çözümler sunmak, böylece insan kaynaklarındaki yeni yönetim sistemlerine dair öngörüler ortaya koymak hedefiyle düzenlenen Dijital İK Konferansı, Çeşitliliği Yönetmek temasıyla 28 Kasım 2013 tarihinde Salt İstanbul’da gerçekleşti.
Büyük yerli ve yabancı kuruluşlardaki insan kaynakları yöneticilerini, şirket vizyonunu belirleyen tepe yöneticileri ve iş hayatındaki gelişmeleri takip etmek isteyen profesyonelleri bir araya getiren forumda 24 konuşmacı yer aldı.
Konferansın moderatörlüğünü aynı zamanda ‘Üniformasız Demokrasi’yle günün açılış konuşmasını da gerçekleştiren İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Fatoş Karahasan yaptı.
Açılış konuşmasını ise Vodafone Türkiye Yetenek Geliştirme Direktörü Bülent Bayram ve Vodafone Türkiye Kurumsal İlişkiler ve Çeşitlilik Direktörü Gizem Keçeci gerçekleştirdi.
‘Dijital Dünyada Yakın Temas’ konuşmasında TEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Nilsen Altıntaş; “İnternete girenlerin yüzde 25’i sosyal medyayla uğraşıyor. Sadece yüzde 20’si blog ya da makale okuyor. Bu da gösteriyor ki kendimizi geliştirmek için değil, oyalanmak için vakit geçiriyoruz. Wi-Fi, iletişim zincirimizde en temel ihtiyacımız haline geldi. İK yöneticileri olarak biz de buna ayak uyduracağız. İK uygulamalarına bunları sokacağız. Artık oyunlu öğrenmeler yapacağız. Konsantrasyon sürelerimiz zayıfladığı için beş dakikada hem içeriği anlatıp bilgi vereceğiz hem arkadaşların canı sıkılmayacak” şeklinde konuştu.
SAP Türkiye İnsan Kaynakları Çözüm Yöneticisi Fulya Arköse, ‘Yeni Neslin Farkı: İnovasyon’ konuşmasında teknolojinin öneminden bahsederek Y jenerasyonuyla birlikte iş gücünün değiştiğinin altını çizdi. SAP’nin Jam isimli yeni sistemini de anlatan Arköse, yeni kuşağın kendilerine sosyal medyayı kullanma zorunluluğu getirdiğini ifade etti.
‘İlla ofiste çalışmak zorunda değilsiniz!’
Linkedin’de en fazla işverenler arasında üçüncü sırada olduklarını söyleyen Unilever İnsan Kaynakları Müdürü Steven Gross ise konuşmasında şu ifadeler yer verdi: “Çalışanlarımızın dağılanlarına baktığımız zaman cinsiyet dengesi üzerine odaklanmaya karar verdik. Geçen sene kadın temsili yüzde 40’taydı. Bu sene yüzde 43’e yükselttik. 2014’te yüzde 46 ve 2015’te yüzde 50 yapmayı hedefliyoruz.” İşi bir aktivite olarak gördüklerinden bahseden Gross; “Şirkete katkıda bulunmak için illa ofiste olmak zorunda değilsiniz. Biz sonuca bakıyoruz. İster Starbucks’ta ister başka bir yere gider çalışırsınız, yeter ki iş sonuçlandırılsın” dedi.
Konferansın bir başka konuşmacısı Deloitte Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Ebru Pilav ‘Kapsayıcı liderlik’ konuşmasında liderliğin yeni boyutunun kapsayıcı liderlik olacağını ve dijitalleşmeyle beraber yeni hayat ritminin yeni insanlarının kapsayıcı liderler olduğunu anlattı. Pilav yeni liderlik tarzını şu ifadelerle özetledi: “Kapsayıcı liderlik düşüncelerden başlar, kapsayıcı takımlar yaratır (farklı sesleri dinler, alternatif görüşlere açıktır), toleranslı ve hoşgörülüdür, farklı özellikleri, davranışlar ve duyguları kapsar, sinerjisttir, dijital liderdir ve inovasyona yol açar.”
Psikiyatrist Dr. Erdoğan Çalak ise konferansta ‘Korkuyla değil sevgiyle motive etmek’ konuşmasında; “İnsanın içindeki sevgiyi muhafaza ederek yaşayabilmesi için hakiki olması gerekiyor. Ancak kendiniz olduğunuz zaman etkili, inandırıcı olursunuz. İnsanların kendi olmasının özendirilmesi gerekiyor. Kendi olmak cezalandırılan bir şey olamaz. İş hayatı insanın tabiatına uygun değildir. Mecbur kaldığınız için yapmaya çalıştığınız bir şey. Geçmiş çağlarda daha çok korkutularak yapılmış. Şimdi, içinde olmaktan mutlu olabilecek şekle dönüştürülüyorsa o zaman korkuyla değil sevgiyle o ortamın içinde olma olasılığı var” dedi.
Son olarak Boyner Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Direktörü İdil Türkmenoğlu, ‘İşyerinde gerçek cinsiyet eşitliği’ konuşmasını yaptıktan sonra Vodafone Türkiye Kurumsal İlişkiler ve Çeşitlilik Direktörü Gizem Keçeci, Sabancı Vakfı Programlar ve Uluslararası İlişkiler Direktörü Rana Kotan ve LC Waikiki Global Kalite Grubu Proje Müdürü Hülya Gülenay Bor’un yaptıkları projeleri anlattıkları ‘Engelleri Aşmak’ paneli gerçekleşti.
Gizem Keçeci, panelde şöyle konuştu: “Vodafone Türkiye olarak, temel faaliyet alanımız gereği öncü teknolojileri ülkemizin hizmetine sunarak insanları birbirine bağlarken, çeşitli nedenlerden ötürü sosyal hayata ve ekonomiye eşit katılım sağlayamayan birey ve grupların ihtiyaçlarını sahiplenerek, onları topluma kazandırmak üzere sosyal kalkınma konusunda önemli çalışmalar yürütüyoruz. Kurumsal yaklaşımımızın engelli bireylere yönelik kanadını oluşturan Düşler Akademisi ile fiziksel ya da zihinsel çeşitli engellerden dolayı sosyal dışlanmışlık yaşayan gençlerimize yeni bir yaşam alanı sunuyor, önlerinde yepyeni kapılar açıyoruz. Böylece gençlerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunan doğal bir ortam oluşturuyoruz. İnanıyoruz ki, biz bakış açımızı değiştirirsek, onların da hayatları değişecek.”
Konferansın son konuşmacıları ise ‘Çalışan Beklentileri Değişiyor. Ya İK?’ panelinde GfK Türkiye Çalışan Araştırmaları Danışmanı Berna Özdemirkan, Doğuş Otomotiv İnsan Kaynakları ve Süreç Yönetimi Direktörü Ela Kulunyar, Ziylan Mağazacılık İnsan Kaynakları Direktörü Gökçen Dervişoğlu ve Zorlu Enerji Grubu İnsan Kaynakları Direktörü Öniz Sayıt oldu. Yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarından bahseden GfK Türkiye Çalışan Araştırmaları Danışmanı Berna Özdemirkan son 10 yıldır yapılan iş, şirket yönetimi, şirket itibarı ve yan hakların çalışanlar için önemli olduğunu söylerken, son iki yılda kişisel/mesleki gelişim ve performans yönetiminin öncelikli hale geldiğini anlattı.